15 Ekim 2011 Cumartesi

RESMİ YAPILACAK İKİ ŞEY VARDIR

İnsan ve onun bakış açısı

Birincisi kolaydır; ikincisi olanaksıza yaklaşır.


Leonardo da Vinci

3 Ekim 2011 Pazartesi

  • Renk, sanatta iyimserliği ve asilliği temsil eder.
  • Renk ve ben, biriz.
  • Renk beni sahiplendi.
  • Çizimlerimde insanı, olduğu gibi değil, olabileceği gibi vermek istedim.

PAUL KLEE

11 Ağustos 2011 Perşembe

SANAT

Sıkıntı sürecinde olgunlaşan, duygu ve düşünceyle yoğunlaşan, emekle hazırlanan ve en iyiyi vermeyi amaçlayan faaliyete SANAT denir.


LEV TOLSTOY

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Resim, kelimesiz bir şiirdir.


QUİNTUS HORATİUS FLACCUS

2 Ağustos 2011 Salı

KIYAMET GÜNÜ TABLOSU

Michelangelo'nun KIYAMET GÜNÜ tablosuna başından itibaren muhalefet eden, Yeni Papa IV. Paulus tablodaki imgelerin fazlaca müstehcen göründüğünü belirterek, Michelangelo'dan tabloyu biraz daha "düzgün" hale getirmesini isteyince, ustanın cevabı şu olur:

"Papa'ya söyleyin, bu küçük mesele; kolaylıkla uygun hale getirilebilir. Önce kendisi yaşadığımız bu dünyayı uygun ve yaşanılır bir hale getirsin, sonra da bu tablo da aynı uygunluğa girecektir.


MİCHELANGELO BUONARROTİ



1 Temmuz 2011 Cuma

Sanat, gözümüzün gerçekle kamaşmasıdır.


FRANZ KAFKA

18 Haziran 2011 Cumartesi

MANZARA RESSAMI AMOR

Sabah bir kayanın tepesinde,
Hareketsiz, dalmıştım sisin derinine;
Gri tonlu gergin bir tül vardı önümde,
Örtmüştü hepsini enine boyuna yine

Bir oğlan yaklaştı, sokuldu yanıbaşıma,
Dedi ki; Ey arkadaş, nasıl da dik dik
Donmuşçasına bakarsın boş bir kumaşa?
Boyamaya ve oynaştırmaya
Olan hevesini iyice yitirdin mi?

Döndüm kalfaya keza, ve düşündüm saklıca:
Kerata, bana ustalık mı taslıyor acaba!

Devamlı soluk ve avare kalmaksa amacın,
Dedi oğlan, akıllıca bir şey olmaz;
Bak, sana hemen bir tablo yapayım,
Hoş bir manzara boyamasını öğreteyim biraz.

Ve dimdik uzattı işaret parmağını,
Gül gibi kırmızı ve narin,
Oldukça açılmış halının üzerine,
Başladı parmağıyla çizmeye.

En üstte güzel bir güneşi olgın kıldı,
Muazzam parlamasıyla gözlerimi aldı.
Bulutların kenarlarını altın yaptı,
Işıkları aralarından daldıra daldıra saldı.

Sonra hafif ve nazik taçlarını boyadı,
Zinde, canlanmış ağaçların, tepeleri silsile geçti,
Ard arda sırasıyla seçti, bomboş arkalarda;
Aşağıları susuz bırakmadı,
Irmağı tamamen doğal yaptı,
Sırf güneşin ışıklarıyla parıldarcasına,
Semadan derelere düşüp şarıldarcasına.

Ah, akarsuyun kıyılarında çiçekler açtı.
Ve orada, çayırda renkler vardı.
Altın ve emay ve erguvan ve bir de yeşil,
Hepsi zümrüt ve yakut gibi, sanki değil!

Bunların üzerine ak ve pak göğü mineledi
Ve mavi dağları uzaktan uzağa,
Ki, büsbütün hayran ve tekrar yaratılmış gibi,
Bakakaldım kah ressama, kah tabloya.

Nasıl, dedi, kanıtladım sana di mi,
Bu sanattan gayet çok anladığımı;
Ama asıl zorunu ilâve edeceğim şimdi.

Sonra hemen sivri parmağının ucuyla,
Ve muazzam titizlikle ormanda,
Tam sınırında, güneşin ışıkları kuvvetle
Sarı topraktan geri çarptığı yerde
En tatlı kızı çizdi,
Terbiyeli, zarif giyinmiş ve kuşanmış,
Al yanakları doru saçlarının altında,
Ve yanaklarının rengi
Ressamın parmağının ta kendisiydi.

Hey gidi oğlan! Bağırdım, hangi üstat
Seni okuluna aldı ki,
Böyle tabii ve o kadar da kıvrak
Başlar ve bitirirsin hepsini?

Ben böyle konuşurken, öteden koptu
Bir rüzgâr ve zirveleri oynattı,
Nehirde tüm dalgaları karıştırdı,
Mükemmel kızın eşarbını doldurdu
Ve, hayretler içindeki beni daha da şaşırttı,
Kız başladı, ayağını kımıldatmaya,
Yürüdü gitti gelmeye, yaklaştı bize,
Başıboş hocayla oturduğum yere.

Artık şimdi herşey, ama herşey kaynaşırken,
Ağaçlar, ırmak ve çiçekler ve perde
Ve kibar ayağı, en tatlı perinin,
İnanmıyormusunuz, ben hala kayanın tepesinde,
Put gibi sessiz ve sakin beklemekteyim?

GOETHE

Çeviren: Musa Aksoy






28 Mayıs 2011 Cumartesi

İlk Resim Sergimden (25-27 Mayıs 2011 - Rumelikavağı Hükümet Konağı)




Otoportre - 50x35 tuval üzerine yağlı boya

Reprodüksiyon Manzara - 35x50 tuval üzerine yağlı boya



Sarıyer Belediye Başkanı Sayın Şükrü Genç'le açılış günü.

19 Nisan 2011 Salı

Bazı ressamlar güneşi sarı bir noktaya çevirir, bazıları ise sarı bir noktadan güneş yaparlar.


PAPLO PİCASSO

12 Mart 2011 Cumartesi

USTA ÇIRAK

Renklerin ustası olarak anılan büyük ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalık meydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, halktan "beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını" rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş.

Öğrenci bir kaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasına gitmiş. Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez resmin yanına 1 palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını ve yanına da insanlardan "beğenmedikleri yerleri" "düzeltmelerini" rica eden bir yazı ile bırakmasını önermiş.

Öğrenci denileni yapmış... Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç dokunulmamış.

Sevinçle ustasına koşmuş.

Usta ressam şöyle demiş: "ilkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi, gelip senin resmini karaladı. İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.

Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın.

Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma".